“Resûlullah (s.a.v.), Ashâbından bir toplulukla beraberlerken onlara ‘Hakîkî tevbe eden kimdir, bilir misiniz?’ diye sual buyurdular. Onlar “Allah ve Resûlü daha iyi bilir.” dediler.
Buyurdular ki: “Kul, tevbe ettiği zaman hasımlarını da râzı etmiyorsa tevbe etmiş değildir. Kim tevbe eder de elbisesini değiştirmezse tevbe etmiş değildir. Kim tevbe eder de bulunduğu meclisi değiştirmezse tevbe etmiş değildir. Kim tevbe eder de nafakasını ve zînetini değiştirmezse tevbe etmiş değildir. Kim tevbe eder de yatağını ve yastığını genişletmezse tevbe etmiş değildir. Kim tevbe eder de ahlâkını güzelleştirmezse tevbe etmiş değildir. Kim tevbe eder de kalbini ve elini genişletmezse tevbe etmiş değildir.” Sonra da buyurdular ki: “Kişi bu hasletlerden tevbe ettiğinde işte o zaman hakîkaten tevbe etmiş demektir.” Bu hadîs-i şerîf şöyle şerh edilmiştir:
Hasmı râzı etmek demek; onlardan gasp ettiği malı, onlara yaptığı hıyâneti, hileyi, gıybeti veya onların mallarına verdiği zararı iâde ederek, kullandığı kötü ve çirkin sözleri geri alarak onlardan helâllik talep etmek demektir.
Elbiseyi değiştirmek demek; üzerinde bulunan elbise haram kazançtan ise helâliyle, kibir ve gösteriş için giyilmiş bir elbise ise orta halli bir elbise ile değiştirmektir.
Bulunduğu meclisi değiştirmek demek; oyun ve eğlence yerlerini, câhillerin, yalan ve mâlâyanî konuşanların meclisini terk edip âlimlerin, zikir ile meşgul olanların ve sâlih kimselerin meclislerine dâhil olmak, onlarla birlikte hizmet etmekle onların kalplerine girmek demektir.
Nafakasını değiştirmek demek; haramı terk edip helâl olanı kazanmak demektir.
Zînetini değiştirmek demek; evi gereğinden fazla eşya ile donatmayı, ihtiyacından fazla elbise almayı, bir sofrada ihtiyaçtan fazla yiyecek ve içecek bulundurmayı terk etmektir.
Yatağını ve yastığını değiştirmek demek; tembellik, gaflet ve günah işlemek yerine geceleri ibâdet için kalkmak demektir.
Ahlâkını genişletmek demek; şiddetten yumuşak huylu olmaya, darlık göstermekten genişliğe, hırçınlıktan müsâmahalı olmaya dönmek demektir.
Kalbini genişletmek demek; Cenâb-ı Hakk’ın, her hâlükârda rızkını göndereceğine güvenip infakta bulunmak demektir.
Elini genişletmek demek; cömert olmak ve kendi muhtaç olsa bile vermeyi bilmek demektir. (et-Tezkira li’l-Kurtubî)
/ FAZİLET TAKVİMİ 28 Nisan 2020, Salı