Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuşlardır:
“Halanız hurmaya hürmet ediniz. Muhakkak o, babanız Hazret-i Âdem’in toprağının artanından yaratıldı. Ağaçlar arasından Allâhü Teâlâ’ya (ondan) daha değerli başka bir ağaç yoktur. Meryem bint-i İmrân, Îsâ Aleyhisselâm’ı onun altında dünyâya getirdi. Doğum yapan kadınlarınıza taze hurma yediriniz. Eğer taze hurma yoksa küçük kuru hurma (yedirmeniz kâfîdir).”
Hurma, hadîs-i şerîfte beyân edildiği üzere insanın nesep cihetinden halasıdır. İbn-i Arabî (rah.) dedi ki:
“Allâhü Teâlâ, Âdem Aleyhisselâm’ı yarattı. Âdem Aleyhisselâm’ın artakalan çamurundan hurmayı yarattı. Bu itibarla hurma, Âdem Aleyhisselâm’ın kız kardeşi, bizim de halamız gibidir. Şer’-i şerîf onu ‘hala’ diye isimlendirmiş ve onu bir mümine benzetmiştir. Hurmada, diğer nebâtâtta olmayan birçok acâib sırlar vardır.”
Ağaçlar arasında, âdemoğluna en çok benzeyeni hurma ağacıdır. Kafası kesilen insan öldüğü gibi tepesi kesilen hurma ağacı da kuruyup ölür.
Hazret-i Meryem vâlidemiz için doğumu esnâsında hurmadan daha hayırlı bir yiyecek olsaydı Allâhü Teâlâ, elbette onu ikrâm ederdi.
Nifas (lohusa) hâlinde hurma yemeye devam eden kimsenin, çocuğunun yumuşak huylu olacağı rivâyet olunmuştur. Bir hadîs-i şerîfte de: “Her kim, her gün sabahları aç karnına yedi tane acve hurması yerse o gün ona ne zehir ne de sihir, hiçbir şey zarar veremez.” buyurulmuştur. Hurmanın yirmiden fazla âyet-i kerîmede ismi geçmektedir. Allâhü Teâlâ, Kur’ân-ı Kerîm’de hurmayı husûsî olarak zikretmekle onun bu meziyetlerine işâret buyurmuştur.
Allâhü Teâlâ’nın hem dünyâdaki hem de cennetteki nimetlerinden olan hurma, Kur’ân-ı Kerîm’de; uzun boylu, dalları sarkmış, birbiri üstüne istiflenmiş, salkımlı bir ağaç olarak tasvîr edilmiştir.
İSİMLERİMİZ: Erkek: Hâlid, Kız: Hâlide
/ FAZİLET TAKVİMİ 04 Mayıs 2020, Pazartesi