Bir gün, birinin evine hırsızlar girer ve bütün kıymetli eşyalarını alırlar. Ev sahibine de kendilerini kimseye söylememesi için ağır bir yemin ettirirler. Adam, ertesi gün hırsızların, eşyalarını pazarda sattığını görür. Lâkin yemîni sebebiyle kimseye bir şey söyleyemez. Bunun üzerine istişâre etmek için İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe (rah.) Hazretlerine gelir. Meseleyi anlatır.
İmâm-ı Âzam (rah.) ona: “Mahallenizin imâmını ve diğer mahalle halkını bir evde topla. Sonra onları birer birer kapıdan çıkar. Eğer çıkardığın kişi mallarını alan hırsızlardan değil ise ‘hayır’ de. Eğer hırsız ise sükût et, bir şey söyleme.” der.
Adam da söylediği gibi mahalle sâkinlerini bir evde toplayıp tek tek onları dışarıya çıkarır. Hırsızlardan biri çıkarken sükût eder ve bu sâyede hırsızlar yakalanır. Çaldıkları ne varsa adama iâde ettirilir.