Biz yapay zeka işlerimizi elimizden alacak mı vs. diye tartışıp dururken sivri zekalı bir firma çıkmış mezarların başına yerleştirdiği güneş enerjisi ile çalışan, başka bir enerjiye (elektrik, su vs.) ihtiyaç duymayan, muhtemelen zaman ayarı olan bir cihaz geliştirmiş. Benim tabirimle “Güneş Enerjili Dijital Hafız-ı Kurra”. 🙂 Kısa videosu aşağıda:
Okuduğum haberde bu cihazı geliştiren firmanın talep patlaması ile karşı karşıya olduğu yazıyordu. Benim bildiğim kadarıyla mezarlık bakımları, düzenlemeleri ve istenildiğinde mezar başında Kur’ân-ı Kerîm tilaveti vs. hizmeti veren firmalar var özellikle büyük şehirlerde ama bu arkadaşlar olayı dijitalleştirmişler. Yakında eğer mezarlığın durumu ve konumu el veriyorsa robot süpürge ile temizlik de yaptırır bu adamlar. Hatta küçük bir su değirmeni de kursunlar, mezar toprağını arada bir ıslatsın kafi. Ne dersiniz?
Hayır düşündüğünüzde tüm bunların uygulanabilirliği var ama işin bir de fetva kısmı var? Böyle bir tilavetin mezardaki mevtalara bir faydası oluyor mu ki? Açıkçası bu yazıya hazırlık olur diye hoca arkadaşlarıma sordum ama kimse bir görüş belirtmedi. İşin aslında bir takva tarafı var; bir de fetva tarafı var. Benzer bir konu olan imam efendinin mikrofon ve hoparlör kullanarak sesini daha çok yükseltebilme konusunda bile farklı görüşler var. Bu farklı görüşler İslâmiyet'in zenginliğini de gösteriyor esasında. Kimileri diyor ki mikrofon - hoparlör marifetiyle gelen sese “amin” demek bile namazı bozar; kimisi de diyor ki mikrofon - hoparlör, bu devirde Allah'ın bir nimetidir; bid’ât değildir; kullanılabilir. Nitekim günümüzde her yerde kullanılıyor bu basit teknoloji.
İşin diğer bir hususu da şu aslında. Bu dijital cihazlardan gelen ses o anki ses mi yoksa kayda alınmış ses mi? O anki ses ise yine bir sıkıntı yok ama o ses bir bant kaydı ise o zaman olmaz. Ramazan ayında yaşlı teyzeler camiye, Kur’ân Kursu’na gitmeye üşeniyor ve evinde televizyonda bant kaydı olan mukabeleye eşlik ediyor kendince. Ona da sevap verir muhtemelen yüca Yaradan ama evlâ olanı birebir canlı mukabeleye katılmak değil midir?
Kabirlerden bahsetmişken bu vesile ile ölümü hatırlayalım ve ölülerimizin ruhuna bir Yasin-i Şerîf okuyalım. Ha bu arada boşverin siz güneş enerjili hocayı falan. Siz kendiniz Kur’ân-ı Kerîm okumayı öğrenin de kendiniz okuyup hediye edin ölmüşlerinizin ruhuna. Merak etmeyin okuyup hediye ettiğinizde onun sevabı ona yetişir. Kabrin başında olmanıza gerek yok. Yeter ki hâlisâne bir duâ edin siz…
Kur’ân-ı Kerîm okumayı öğrenmek isterseniz sizleri dünyanın dört bir tarafındaki hakiki hocaefendilere - hocahanımlara yönlendirebiliriz…
Bize de duâ ediverin bilvesile. Selametle…