Az önce Pinterest'te gezerken aşağıdaki görseli gördüm ve bir baba olarak kendimi sorguladım. Bu tarz peşin hükümleri yazanların anne - baba olmayan kişiler olduğunu düşünüyorum bazen. Hani derler ya “Bekara karı boşamak kolaydır.” diye. Aynen o hesap. Eşimle ikimiz de pedagojik formasyon almış kişileriz hatta eşim Çocuk Gelişimi mezunu ancak teori ile pratik aynı olmuyor maalesef. 🙁
[Bağlantıyı görmek için giriş yapın]
Tamam yazılanlar doğru ama zamane çocukları da çok farklı maalesef. Hani şimdiki öğretmenler derler ya “Öğretmenlerin kral olduğu zamanda öğrenciydik; öğrencilerin kral olduğu zamanda öğretmen olduk.” diye, çok haklılar. Benim 3,5 yaşındaki kızım Miray Sâre bile “Siz bana bir şey diyemezsiniz, bana karışamazsınız.” diyor. Hayır bunu diyen çocuk çok fazla ekrana mâruz kalmayan, henüz okula gitmeyen, annesiyle sürekli etkinlikler yapan iyi aile çocuğu diyebileceğimiz birisi. Bizimki böyleyse daha kötü ortamlarda yetişen çocukların ve ebeveynlerinin vay hâline!
Geçenlerde ofiste konuşuyoruz bu konuları. Emre dedi ki “Bizim yediklerimiz - içtiklerimizin içine bir şey koyuyorlar herhalde.” Evet haklıydı bence. Bu kadar hızlı bir kültür değişmesi, nesil çatışması yaşanmaması gerekiyor bence de.
Açıkçası üstteki 6 maddeden sadece altıncısı bize uyuyor ama onda da biz çocukken böyle değildik ya hu! Çocukken kiminle inatlaşacaktık ki! Nerede bizim gibi anne - babalar! Hey yavrum hey!
Ha bu yazıyı okuyunca evladımızdan da atamızdan da memnun değilmişiz gibi algılanmasın lütfen. Biz astımızdan da üstümüzden de memnunuz, çok şükür, ancak genel olarak durum bu maalesef. Olay sadece bizim ailemizle alakalı değil tüm ailelerde benzer aile içi durumlar olduğunu görebiliyoruz. Allah sonumuzu hayra çıkarsın.