[Bağlantıyı görmek için giriş yapın]
Antik dönemde zeytin ağacının kesilmesinin cezası ölüm idi.
Çünkü zeytin hayatın ta kendiydi…
Zeytin sıkılır yağından yaralar iyileştirilirdi…
Meyvesi yenilir şifa bulunurdu…
Sıcak havalarda gölgesinde oturulur serinlik bulunurdu…
Kuruyan dalları yakılıp insanlar ısınırdı…
Zeytin hep kutsal bir meyveydi…
Yağı karanlık gecelere ışık olurdu…
Olimpiyat sporlarını kazanan sporcuların başına zeytin dalından taçlar takılırdı…
İmparatorlar halk içine çıkarken zeytin dalından taç takardı…
Yeni doğan çocuklar zeytinin yağıyla kutsanırdı…
Zeytinyağı için sıvı altın derlerdi…
Zeytin ekmeğe katık olurdu…
Kırgınlar, dargınlar barışmak için birbirine zeytin dalı uzatırlardı…
Zeytin dalı her zaman barışın sembolü oldu…
Hiç bir zaman ne savaşın sembolü oldu, ne de zeytin ağaçlarının kesilmesine izin verdiler.
Oysa günümüz zihniyeti binlerce yıl önce yaşayan insanlardan daha geri.
Hiçbir değerli maden yüzlerce, binlerce yaşta olan o ağaçları yok etmeye değmez.