Gökkuşağında aslında 7 değil, sürekli değişen bir renk paleti bulunur. 7 renk algısı, tarihsel ve kültürel sebeplerden ötürüdür.
[Bağlantıyı görmek için giriş yapın]
Gökkuşağındaki renklerin oluşumu şu şekildedir:
Güneş ışığı, beyaz ışık olarak görünse de, aslında tüm renkleri içerir.
Bu ışık, yağmur damlaları gibi su damlacıklarına çarptığında kırılır ve saçılır.
Farklı renkler, farklı dalga boylarına sahip olduklarından, farklı açılarda kırılırlar.
Kırılan ışık, insan gözü tarafından algılanır ve gökkuşağı olarak görülür.
Kırmızı renk, en uzun dalga boyuna sahip olduğu için en az kırılır ve gökkuşağının dış kenarında yer alır. Mor renk ise en kısa dalga boyuna sahip olduğu için en çok kırılır ve gökkuşağının iç kenarında yer alır.
Newton, 17. yüzyılda yaptığı çalışmalarda gökkuşağını 7 renge ayırmıştır. Bu ayrımın sebebi, o dönemde renklerin sayısının 7 olduğuna dair yaygın bir inanış olmasıdır. Newton, bu inanışı gökkuşağına da uygulamıştır.
Aslında gökkuşağında keskin sınırlar olmadan, renkler birbirine karışır şekilde geçişler bulunur. Kırmızıdan mora doğru sıralanan ana renkler şunlardır:
Kırmızı
Turuncu
Sarı
Yeşil
Mavi
Çivit mavisi
Mor
Gökkuşağındaki renklerin netliği ve canlılığı, hava durumu, güneş ışığının açısı ve gözlemcinin konumu gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir.
[Bağlantıyı görmek için giriş yapın]