EBA ve dahi mevcut eğitim sisteminin dejenerasyonu malum. Öte yandan, şahsi fikrim, din kültürü diye bir ders olmasını doğru bulmuyorum. Mesela dinler tarihi olabilirdi ve bu derste tüm dinlerden, inanışlardan, bunların ortaya çıkışından, farklı toplumlarda bu dinlerin nasıl yaşandığından vs. bahsedilebilirdi. Bu sayede okullar çocukları bir kalıba sokma yeri olmaktan öteye geçebilirdi. Türkiye kozmopolit bir ülke; birçok inancı, kültürü bir arada barındıran çok renkli nadir yerlerden biri. Bu anlamda, çocukların deizmi, teizmi, agnostisizmi, ateizmi, müslümanlığı, hristiyanlığı, museviliği vs. öğrenmeleri neden yanlış olsun ki? Öğrenmek yaşamın dinamik bir parçası; ömür boyu devam eden bir süreç. Elbette, öğretenin de öğretme işini bilmesi şart. Dediğim gibi, çocukları belli bir şablona yerleştirmek değil, sadece bilgi aktarmaktır öğretenin işi. Sonrası ise akılcılıktır, düşünmektir. Kutsal kitaplarda da “düşünme” kavramının her şeyin üstünde olduğu gerçeğini unutmamak lazım. Öyleyse çocuklarımıza kendi inançlarımızı aşılamak yerine, düşünmelerine izin vermemiz gerek. Mevcut eğitim sistemi ne yazık ki, henüz bunu yapamayacak kadar politik ve kirletilmiş durumda… Sormaya, sorgulamaya izin verilmeyen bir eğitim sistemi o topluma sadece zarar veren, topumun ilerlemesinin önündeki en büyük engeldir…